Kavgadan Korkmak Normal mi?
Kavga… Bu kelime birçoğumuzun içinde küçük bir tedirginlik uyandırır. Çünkü kavga, genellikle “tarafların karşılıklı anlaşmazlıklarını yüksek sesle dile getirmesi” anlamına gelir. Ama itiraf edelim, bazen kavga etmek yerine, sakin bir şekilde “Neden seninle tartışıyordum ki?” diyebilmek daha cazip geliyor. Özellikle de karşı tarafın “ben seni anlıyorum” dediği an… O an, öyle bir huzur veriyor ki, kavga etmek yerine huzurlu bir çay içmek istiyorsunuz. Peki, gerçekten kavgadan korkmak bu kadar normal mi? İşte burada işin içine erkeklerin çözüm odaklı bakış açısı ve kadınların ilişki odaklı empatik yaklaşımı giriyor.
Erkekler Kavgayı Çözüm Olarak Görür, Kadınlar ise Bir Drama Olarak…
Hadi biraz erkeklerin bakış açısına göz atalım. Erkekler, kavgayı genellikle çözülmesi gereken bir sorun olarak görürler. “O zaman bu meselenin köküne inelim ve hadi çözelim!” diyerek kolları sıvarlar. Hedef, işi bitirmektir. Ancak, işler kadınlar için çok farklı işler. Bir kadın için kavga, bir yandan duygu fırtınası, diğer yandan da bir ilişkiyi test etme alanıdır. Kadınlar, kavga ederken aslında “Gerçekten anlaşıyor muyuz?” sorusunu sorarlar. Kızgınlık bir yandan sinirleri gerginleştirirken, öte yandan “Beni anlıyor musun?” hissiyatıyla gelişir.
Erkekler için kavgayı çözmek oldukça stratejiktir. “Şimdi şunu yapalım, şöyle yapalım, problem hallolsun” yaklaşımıyla sorun çözülür. Kadınlar ise “Bir dakika, önce ben seni hissetmek istiyorum, sonra konuyu ele alalım” der. Tam o an işte herkesin kafasında bir soru belirir: “Şimdi kim neyi anlamıyor?”
Kavgaya Girmemek İçin Gerekli Stratejiler: Korku Yok, Takım Çalışması Var!
Peki, kavga etmekten korkuyor muyuz? Normal mi bu? Yani… Evet, bir bakıma korkmak normaldir. Ancak bu korku, aynı zamanda kavgadan kaçmanın da güzel bir yolu olabilir. “Eee, ama neden?” diyebilirsiniz. İşte çünkü bazen bir kavgayı önceden hissedersiniz, çok derin bir soluk alır, biraz daha sakinleşir ve bir anda bakarsınız ki, gergin ortamda “Kavga etmeden de anlaşabiliriz” noktasına gelmişsinizdir. Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı, kadınların ise empatik yapıları aslında birbirini tamamlayarak, kavgaların büyümeden kontrol altına alınmasını sağlar.
Bunu daha da yaratıcı hale getirelim: Kavgadan korkmak, aslında ilişkiyi anlamak için atılacak bir adımdır. İlişkiyi gerçekten anlamaya çalışmak, bazen o sinirli anları aşmak için gereklidir. Mesela, kadınlar bir duyguyu doğru ifade etmekte bazen “fazla” olabilirler. Erkekler ise en kısa çözümü bulmaya çalışırken, kadınların hislerini tamamen anlamadıkları için sorun büyür. O yüzden belki de bazen sadece “Aman, bırak kavga etme” demek, gerçekte sağlıklı bir ilişkiyi inşa etmek için en iyi çözüm olabilir.
Korku, Anlayış ve Güçlü İletişim: Kavga Yerine Sağlıklı İletişim
Kavga etmekten korkmak aslında bir çeşit iletişimde zaafiyetin belirtisi olabilir. Kavgayı önlemek için değil, sağlıklı bir iletişim kurmak için her zaman daha fazla zaman harcayabiliriz. Erkeklerin yaklaşımıyla biraz “çözüm odaklı” bir bakış açısı benimseyip, kadınların empatik tarzından faydalanmak, ortada kavga etmek yerine daha etkili ve yapıcı bir tartışma atmosferi yaratır.
Unutmayın, kavgadan korkmak aslında sadece bir duygusal tepki değil, aynı zamanda o duygunun bir yansımasıdır. Birbirinizi anlamadığınızda kavga çıkar. Ama birbirinizi anladığınızda, kavga etmek sadece bir seçenek haline gelir. O zaman, kavgadan korkmanın normalliğini sorgulamak yerine, korktuğumuz anları anlamaya çalışalım.
—
Siz ne düşünüyorsunuz? Kavgadan korkmak size normal mi geliyor? Yorumlarda fikirlerinizi paylaşın, bakalım kim daha “çözüm odaklı” kim daha “duygusal” yaklaşacak!